Ne çok yazdım da sildim.
Kentte Mevsimler
"Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir."
31 Ocak 2012
29 Haziran 2010
Bakarız
Babam çok kullanırdı, öğrendim ki zaten babalara özel bir lafmış. Atlatmak, geçiştirmek, "istemiyorum ama doğrudan söylersem ayıp olur" demek için kullanılan joker gibi kelime.
- Akşam Brezilya'ya gidelim mi?
- Bakarız..
- Akşam Brezilya'ya gidelim mi?
- Bakarız..
28 Haziran 2010
Kodamanlardan Özür Diliyorum
Her türlü sporda bir aşamaya kadar ilerleme kaydetmiş biri olarak tenis oynamaya karar verdiğimde "iki aya adam gibi servis atar, top karşılarım" diye düşünüyordum, yanılmışım.
Halkın içinden gelen, halkı seven ve sayan birisiyim, varoşun en güzel, en doğal hallerini yaşadım ve "bizim zamanımızın sobalı evleri, ah o güzel evler" duygusallığını da zaman zaman yakalarım. Bu yüzden "zengin olanı" sert çizgilerle ayırma kararımı ben vermedim, benim hayatımda zaten "ayrık" duruyorlardı, fazla düşünmeden devam ettim. Yıllar yılları kovaladı, onlarca düşüncemde değişiklik oldu, şahsıma özel milli hasılada ciddi bir değer artışı oldu, bazı davranışlarımı ben bile anlayamaz oldum ama bu "zengine karşı olan gerginliğim" bitmek bilmedi. Amerika Gana maçı mı var, televizyona bakar bakmaz Gana'yı tutuyorum. Ezilenlerin sosyalist platformunu ben kalbimde her gün yeniden inşa ediyorum. Sonuç bu, tenise döneyim.
Tenisin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim, sonuçta kodamanlar ve çocukları oynuyordu, en fazla ne kadar zor olabilirdi? Kodaman yorulur, zengin çocuğu sıkılır, koşmaz vurmaz, terlemez diyordum ama yanılmışım. Tenis bildiğin zor ve yalnızlık sporuymuş. Bir kere o kort öyle uzaktan bakıldığında görüldüğü kadar küçük değil, içinde kayboluyorsun. Ayrıca o topu karşıya atmak, gözünle değil de tüm bedeninle geri döneni takip etmek oldukça zor. Furkan'la başladığımız bu tenis mücadelesi sürüyor, başarısızlığa iyice yaklaştığımız için bu hafta "ders alalım mı, konuşayım mı şu hocayla" önerisinde bulundum, cevabı gergindi: "Ben bu adamdan ders filan almam" Yaptığı Fatih Terim çıkışının ardından söyleyecek bir şey bulamadım ve bir kez daha topu yan korta atmayı başaracağımız tenis seansımıza başladık.
Demem odur ki kodamanlar gerçekten bu işe paralarının yanında emeklerini de vermişler. Tenis söz konusu olduğunda paranın önemi çok büyük ama sadece parayla da olmadığını bilmek gerekiyor. Gerçi bunca sene oynayamadığımızdan fiziksel handikap var, "tenise 1.5 yaşımda başladım" diyen adama bile "geç başlamışsın" diyorlar, biz en iyisi ölelim kortta!
Devam edecek, oynadıkça, geliştikçe..
Halkın içinden gelen, halkı seven ve sayan birisiyim, varoşun en güzel, en doğal hallerini yaşadım ve "bizim zamanımızın sobalı evleri, ah o güzel evler" duygusallığını da zaman zaman yakalarım. Bu yüzden "zengin olanı" sert çizgilerle ayırma kararımı ben vermedim, benim hayatımda zaten "ayrık" duruyorlardı, fazla düşünmeden devam ettim. Yıllar yılları kovaladı, onlarca düşüncemde değişiklik oldu, şahsıma özel milli hasılada ciddi bir değer artışı oldu, bazı davranışlarımı ben bile anlayamaz oldum ama bu "zengine karşı olan gerginliğim" bitmek bilmedi. Amerika Gana maçı mı var, televizyona bakar bakmaz Gana'yı tutuyorum. Ezilenlerin sosyalist platformunu ben kalbimde her gün yeniden inşa ediyorum. Sonuç bu, tenise döneyim.
Tenisin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim, sonuçta kodamanlar ve çocukları oynuyordu, en fazla ne kadar zor olabilirdi? Kodaman yorulur, zengin çocuğu sıkılır, koşmaz vurmaz, terlemez diyordum ama yanılmışım. Tenis bildiğin zor ve yalnızlık sporuymuş. Bir kere o kort öyle uzaktan bakıldığında görüldüğü kadar küçük değil, içinde kayboluyorsun. Ayrıca o topu karşıya atmak, gözünle değil de tüm bedeninle geri döneni takip etmek oldukça zor. Furkan'la başladığımız bu tenis mücadelesi sürüyor, başarısızlığa iyice yaklaştığımız için bu hafta "ders alalım mı, konuşayım mı şu hocayla" önerisinde bulundum, cevabı gergindi: "Ben bu adamdan ders filan almam" Yaptığı Fatih Terim çıkışının ardından söyleyecek bir şey bulamadım ve bir kez daha topu yan korta atmayı başaracağımız tenis seansımıza başladık.
Demem odur ki kodamanlar gerçekten bu işe paralarının yanında emeklerini de vermişler. Tenis söz konusu olduğunda paranın önemi çok büyük ama sadece parayla da olmadığını bilmek gerekiyor. Gerçi bunca sene oynayamadığımızdan fiziksel handikap var, "tenise 1.5 yaşımda başladım" diyen adama bile "geç başlamışsın" diyorlar, biz en iyisi ölelim kortta!
Devam edecek, oynadıkça, geliştikçe..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)